EHL-İ SÜNNET VE EHL-İ BEYT MEKTEBİ ÖĞRETİLERİ

KUR’AN
Kur’an; Allah-u Teala’nın Hatemu’l – Enbiya Hz. Muhammed’e (s.a.a) tedricen nazil buyurduğu kelamıdır ve Arap dilinde var olan şiir ve nesrin tam karşısında yer almaktadır. Dolayısıyla, Arap edebiyatında yazı konuşması Kur’an, şiir ve nesir diye üçe ayrıl-maktadır. Araplar bir şairin divanına “şiir” dedikleri gibi, kasideye, beyte ve hatta tek mısraya da “şiir” demekte; aynı şekilde tüm Kur’an’a da, Kur’an denildiği gibi, bir sureye, bir ayete ve hatta bir ayetin bir bölümüne bile “Kur’an” demektedir. Örneğin, Bakara Suresinin “Ve rızıklandırdığımız şeylerden…” ayetine Kur’an den-mektedir. O halde “Kur’an” kelimesi İslamî bir kavram olup şerî bir terimdir. Çünkü bütün bu kullanım-ların kaynağı ve temeli Kur’an-ı Kerim ve Peygamber’in hadis-i şerifleridir. Kur’an’ın Diğer İsimleri Alimler Kur’an’ın kendisinden onun için daha başka bir takım isimler çıkarmışlardır; bu ise gerçekte bir şeyin, sıfat- larıyla tanıtılmasıdır. Bunların İçlerinde en meşhur olanı “el-Kitap”tır. Münezzeh olan Allah şöyle buyur-muştur: “Bu, içinde şüphe olmayan Kitap…” (Bakara, 2) Burada kitaptan anlaşılan Müslümanların elindeki Kur’an’dır. Yahudilerdeki Tevrat ve Hıristiyanlardaki İncil gibi. Burada Kitap’tan maksadın ne olduğu ahit (belirginlik) ifade eden elif-lam kaydı ile de belirlenmiştir. Kur’an’da “el-Kitap”, kavramı Tevrat kastedilerek de kullanılmıştır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ondan önce Musa’nın kitabı.” Burada kitaptan maksat, sahi-bi olan Musa’ya izafe edilerek belirlenmiştir. Nahiv alimlerinin nezdinde Sibeveyh’in nahivle ilgili kitabı “el-Kitap” diye şöhret bulmuştur. Keşfu’z – Zünun’un, el-Kitab bölümünde bu konuda şöyle denilmektedir:
“Nahiv ilminde Sibeveyh’in kitabı, nahiv alimleri nezdindeki şöhreti ve benzeri diğer kitaplara üstünlüğü sebebiyle “el-Kitab” diye meşhur olmuştur. Öyle ki eğer Basra’da “Filan kimse Kitab’ı okudu” denilecek olursa bu kitabın Sibeveyh’in kitabı olduğu anlaşılmakta ve “Kitabın yarısını okudu” dendiğinde ise bunun Sibeveyh’in kitabı olduğu konusunda şüphe edilmemektedir.” İbn-i Huruf el-Nahvi el-Endülusi el-İşbili diye tanınan Ebu’l Hasan Ali b. Muhammed (ö. 609 hk.) bu kitabı şerhederek onun “Tenkihu’l – Elbab Fi Şerh-i Gavamizi’l – Kitab” diye adlandırmıştır. Yine Ebu’l Bekâ Abdullah b. Hüseyn Akbari Bağdadi Hanbeli (ö. 616 hk.), Sibeveyh’in kitabındaki beyitleri şerheredek “Lubab’ul Kitap” adını vermiştir. Ebubekir Muham-med b. Hasan Zübeydi Endülusi de (ö. 380 hk.) Sibeveyh’in söz konusu kitabına yazmış olduğu şerhini “Ebniyet’ül Kitab” olarak adlandırmıştır. Öyleyse “el-Kitab” Kur’an-ı Kerim’de, Kur’an’a özgü ve Müslüman-ların geleneğinde sadece Kur’an’a verilen bir isim değildir.

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Back to top button