Giriş
İran İslam Cumhuriyeti anayasası, toplumun İslami ilke ve kurallarda temelini bulan kültürel, toplumsal, siyasi ve iktisadi dayanaklarının belirticisi olup İslam ümmetinin içten dileğini yansıtır. İran’ın büyük İslami inkılabının mahiyeti ve Müslüman halkın başlangıçtan zafere kadar halkın tüm tabakalarına işleyici ve sarsıcı sloganlarda belirginleşen savaşım yöntemi, bu temel dileği somutlaştırmış olup şimdi bu büyük zaferin tan atışında milletimiz olanca varlığı ile ona ulaşmayı istemektedir. Son yüzyılda İran’da meydana gelen diğer hareketler karşısında bu inkılabın temel özelliği belirli bir öğretiye (doktrine)bağlı ve islami oluşudur.Müslüman İran milleti istibdada karşı olan meşrutiyet ile emperyalizme karşı olan petrolün millileştirilmesi çabalarından sonra,
bu hareketlerin başarısızlığının temel ve somut sebebini, savaşımların öğretiye bağlı olmayışının meydana getirdiği gerçeği gibi değerli bir tecrübeye erişti. Her ne kadar son hareketlerde İslami düşünce çizgisi
ve radikal din bilginlerinin önderliği başlıca ve temel katkıyı üstlenmiş idiyse de, bu savaşımların öz İslami
konumlardan uzak oluşu dolayısıyla hareketler tez elden duraksamaya sürüklendi. Sonunda milletin uyanık sezgisi yüce taklid makamı Hz. Ayetullahi’l-Uzma İmam Humeyni’nin önderliğinde İslami ve öğretiye bağlı gerçek devrim çizgisini izleme gereğini kavradı ve bu kez halk hareketlerinin her zaman ön saflarında yer almış olan ülkenin din bilginleri,görev bilincine sahib yazar ve aydınları,onun önderliğinde yeni bir atılım kazandı. İran Milleti’nin son devriminin başlangıcı Hicri- Kameri 1382 olup,Hicri-şemsi 1341(Miladi 1962) tarihine tekabül eder.
