İSRAİL – HİZBULLAH SAVAŞI

Evrensel müstekbirlik (emperyalizm), kirli amaçlarını gerçekleştirmek için, elli sene öncesinden, Ortadoğu’nun kalbine “İsrail” adında gayrimeşru, gasıp bir rejimi saplamıştır. Bu rejim, ilk gününden bu yana temellerini katliam, kan
dökme, talan, korku ve dehşet estirme gibi unsurlara dayandırmıştır. Bu rejimin kurulması, Batı’nın bir milyarı aşkın Müslüman dünyayı aşağılamasının bir göstergesidir ki, İslâm dünyasının mensuplarının milyonlarcası Arapça konuşmaktadır. Bu kanser tümörüne, dünya emperyalizminin bu gayrimeşru çocuğuna karşı genelde İslâm âleminde, özelde Arap dünyasında geniş çaplı bir direniş gerçekleşmiştir. Üzülerek belirtelim ki bu direniş, askerî ve siyasî zayıflığa ve çöküşe dönüşmüştür. Bunun neticesinde Arap dünyasından İsrail’i
doğal bir varlık olarak kabul etmeye, meşruluğunu tanımaya yönelik açık söylemler dile getirilmeye başlamıştır. Buna karşılık İsrail, saldırganlığından, düşmanca tutumundan, Filistin’e ve komşu ülkelere yönelik mütecaviz politikasından en küçük bir ödün vermemiştir. Bundan dolayı Arap dünyasına hâkim olan çöküş ve karamsarlık ruhu, ayrıca İsrail’in gücünü gözlerinde büyütmeleri, Arap rejimlerini doğ-rudan yüzleşme meydanını terk ederek köşelerine, inzivaya çekilmeye sevk etmiştir. İşte bu derin gaflet zamanında, “Hizbullah” ismiyle küçük bir grup ortaya çıktı. Lübnanlıydılar. Altı sene önce İsrail’i Güney Lübnan’dan kovmuş, çekilmek zorunda bırakmışlardı. Bu sene, yani hicrî 1427, miladî 2006 tarihinde de
İsrail’e karşı tam otuz üç gün süren kanlı bir savaşta parmak ısırtan bir direniş gösterdiler.

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Back to top button